“Günah işlemeyi zillet; günahı terk etmeyi mürüvvet gördüm
ve bildim.”
“Şaşarım şu kimselere ki, zanla konuşurlar ve onunla amel
ederler.”
“Kulların birbirlerine karşı işledikleri suçlar, kendileri
için bir zulümden ibarettir.”
“Bir kimsenin ilmi, kendisini Allah-ü Teâlâ’nın
yasaklarından men etmiyorsa, o kimse büyük tehlikededir.”
“Dinin alışveriş kısmını bilmeyen, haram lokmadan kurtulamaz
ve ibadetlerin sevabını bulamaz. Zahmetleri boşa gider ve azaba yakalanır ve
çok pişman olur.”
“Bilmediklerimi ayaklarımın altına alsaydım başım göğe
değerdi.”
“Eshab-ı kiramdan bize gelen, bildirilen her şeyin başımızın
üstünde yeri vardır.”
“Din ilminde konuşan kimse, Allah-ü Teâlâ’nın kendisine:
Benim dinimde sen nasıl fetva verdin, nasıl söz söyledin? Sualini sormayacağını
zannediyorsa, kendisine ve dinine gevşeklik etmiş olur.”
“Allah-ü Teâlâ, kendisine şükür ismini vermiştir. Çünkü
Allah-ü Teâlâ, iyiliği ödüllendirir. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.”
“Bir kimse fıkıh bilmez, fıkhın kıymetini ve fıkıh
âlimlerinin değerini bilmezse, böyle âlimlerle oturmak [kitaplarını okumak,
fıkıh öğrenmek] kendisine ağır gelir.”
“Allah-ü Teâlâ bize,
insanların mümin olanlarını sevmemizi, onlara karşı saygı beslememizi ve asla
kırıcı olmamamızı, kalplerinde ne sakladıklarını bilemeyeceğimizi,
hareketlerimizi buna göre ayarlamamızı emretmiştir.”
“İnsan, her şeye şifa veren tek varlığın Allah-ü Teâlâ
olduğuna inanır; bununla beraber derdine deva olması için ilaç kullanır. Çünkü
ilaç bir sebeptir. Şifasını verecek olan ise Allah-ü Teâlâ’dır.”
“Mümin, Allah-ü Teâlâ’nın kendisini devamlı denetlediğini
bilir. Kimsenin bulunmadığı bir yerde veya herkesin yanında olsun, mutlaka
Allah-ü Teâlâ’nın onu denetlediğine inanır. Krallar ve sözde büyük adamlar ise,
ne gizli ve ne de açık bir yerde herhangi bir kişiyi denetleyemezler.”
“Mümin, Allah-ü Teâlâ’dan korktuğu kadar hiçbir şeyden
korkmaz. Şiddetli bir hastalığa yakalanır veya feci bir kaza veya belaya
uğrarsa, gizli veya açık; “Ya Rabbi, bana bu belayı neden verdin?” diye
şikayetçi olmaz. Tersine hastalığa, belaya ve kazaya rağmen Allah-ü Teâlâ’yı
anar ve şükreder.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder