h etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
h etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2012 Pazartesi

Kuyruk Acısı


Fakir mi fakir oduncunun birisi dağa (orman) oduna gider, bir yük odun eder, akşama köyüne gelir, ertesi günü de kasabaya satmaya gidermiş. Sattığı odundan elde ettiği parayla, zorunlu ihtiyaçlarını zar-zor alır, ertesi günü yine dağa oduna gidermiş. Durumundan hiç şikâyet etmezmiş.
 Bir gün dağda, çalılıklar arasında kendisinden kaçmayan, zararı da dokunmayacağı her halinden belli olan bir yılan görmüş. Öldürmek geçmiş içinden. Caymış, yardım etmeğe karar vermiş. Oduncu hal hatır soramadan, yılan başlamış söze: “Ey insanoğlu! Ben hastayım. Yuvama kadar gidecek halim yok”. Demiş. Oduncu kucağına alıp yılanı yuvasına bırakmış.
Odununu toplayıp eşeğine yüklemiş, köyüne gelmiş. Hasta yılan aklından hiç çıkmamış.

30 Ekim 2012 Salı

Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış..


Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış..
Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş... Ve onu 'Renklerin Ustası' anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısa da; kısaca Ranga Guru derlermiş...

Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş..
 Ranga Guru ise;

9 Ekim 2012 Salı

Öfkelenince Neden Bağırırız?

Öfkelenince neden bağırırız?

Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine dönüp “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş. Öğrencile
rden biri “çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş “ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız?” diye tekrar sormuş.

Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: “İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.”

15 Mayıs 2012 Salı

Howard Zinn

"Masum insanları öldürmenin utancını kapatacak büyüklükte bir bayrak yoktur!"

13 Mayıs 2012 Pazar

Gül Yağrağı


Uzakdoğu’da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti.

Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı, kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak veya çan, zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı. İçerideki budist rahip, kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı.

Usta


Ustaya başarısının sırrını sormuşlar.


İki kelime demiş:

-Doğru kararlar.

Hepimizden farklı olarak,sürekli doğru
kararları nasıl alabildiğini sormuşlar.
Tek kelime demiş: