
“Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler; ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır.”
“Fotoğraf çekilerken, nedense kendimizi gülümsemek zorunda
hissediyoruz. "Yani aslında ona bile mutluluk oyunu oynuyoruz.”
“Beklenen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka
yerlerde oluyor .”
“Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde
düşüncelerim acıyor.”
“Biliyor musun Olric, benim birçok dostum var. Görüyorum
efendimiz, Hepsinin sırtınızda izleri var…”
“Son bir şans daha verme, sevgine layık olmayana. Merak
etme, aşk yürek işidir ve yüreği olmayanın kalbi kırılmaz nasılsa.”
“İnsan çok sevdiği halde neden her defasında terkedilir? Ve
beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir?”
“Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız
ağlarım.”
”Söyle evladım' diye teselli ederdi annem beni. Söyle de
içine hicran olmasın. Hicran oldu anne.”
“Yalnızlığına iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var onda
kim bilir.”
“Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü
yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.”
“Biliyor musun Olric? - Neyi efendimiz? - Onunla ne zaman
lades oynasak hep o kazandı. - Neden
efendimiz? - Kalbimdeyken nasıl aklımda
derdim?”
“Nedensiz ve sebepsiz sevdim seni. Çünkü bir sebebi olsa,
aşk olmazdı bunun ismi...”
“Elimde değil Olric! Ne Efendimiz? Elleri Olric Elleri...”
“Bize öğretilen her söze inandık Yasaktır dendi kandık Hep
girilmez levhalarına aldandık Bu tutulan yol yanlıştır bize.”
“İnsan nedir bilir misin olric..? -Nedir efendimiz..?
“-Ağaçları kesip onlardan kağıt yapan sonrada o kağıtlara "Ağaçları
Koruyunuz" Yazandır...”
“Oysa bazı insanlar vardır; en çamurlu yerlerden bile kolalı
beyaz gömleklerini ve açık renk pantolonlarını kirletmeden çıkarlar. Böyle
adamlar hayatta başarıya ulaşırlar.”
“Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle
çizdim ben.”
“Gelir mi dersin olric? Gelmez, gelemez efendimiz. Neden
Olric? Yüreği o kadar büyük sevemezde ondan efendimiz.”
“Güçlü olmak artık beni yoruyor olric , ki buralarda bilmem,
hangi uykunun, hangi köşesinde beklemedeyim hiç gelmeyecek olanı.”
“Bir yerde söz biter... iki kişi karşılıklı kendini
tekrarlamaya başlar. yeni başlayan ilişkiler bile eskir böylece. hemen
kaçacaksın ki aklın orada kalsın...”
“Ben ölmek istemiyorum. Yaşamak ve herkesin burnundan
getirmek istiyorum.”
“Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın!.. Kukla
oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz.”
“Bizi başkaları anlamaz Sevgi. Başkalarının aklı başkadır.
Bu yüzden ikimizi hep garip bakışlarla süzmüşlerdir. Şimdi beni de garip,
bakışlarla süzenler var. Ben onlara aldırmıyorum. İnsanların beni beğenip
beğenmemeleri umurumda değil artık. Ben kendimi tanımakla ilgiliyim.”
“Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi?”
“Seni seviyorum ve yalnız seni görüyorum. Seninle ilgiliyim
başka her şeyi unutuyorum. Sözün gelişi değil bu ; Ben sözümün eriyim başka
anlamları olsaydı sözlerimin başka anlamlara uygun kelimeler bulurdum…”
“İyi Geçinmek İki Kişinin Kusursuz Olmasıyla Değil,
Birbirlerinin Kusurlarını Hoş Görmesiyle Olur!
“İçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor,
inmiyorsun...”
“Yağmur yağıyor Olric, ıslanıyor etraf ağlasak kimse anlamaz
değil mi ? Anlamaz efendimiz. Anlasa ne olur ? Utanırız efendim..! Sevmeyi göze
alan utanır mıymış Olric.!”
“İnsan seviyorsa kaybetmekten korkar. Kıskançlık da bir
kaybetme korkusudur. Kıskanmıyorsa eğer; yeterince sevmiyordur.”
“İlk çekingenlikler ne kadar tatlıdır. Oysa insan, bu
beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. Bütün gücüyle büyüyü bozmak,
buzları kırmak için uğraşır.”
“Ne ölmek nefessiz kalmaktır; ne de yaşamak nefes almaktır.
Yaşamak; sevilmeyi hakeden birine yaşamını harcamaktır.”
“Sigarayı bırak artık diyordun ya bana, bende bırakmıyordum.
Çünkü senin, benim için üzülüyor olmana içten içe seviniyordum.”
“Zaten senin ' hiçin ' fesat.”
“Sus Olric! Düşünüyorum. Düşünmek ne haddinize efendimiz?
Descartes düşündükçe var oluyordu Olric. Descartes düşündükçe var olur, siz
düşündükçe yok olursunuz efendimiz...”
“Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım; mürekkeple
yazılmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim, azaldığımla kaldım.”
“Hayatta silgim hep kalemimden önce bitti. Çünkü kendi
doğrularımı yazacağım yere, tuttum başkalarının yanlışlarını sildim.”
“Siz bilmezsiniz albayım : insanlık tek başına kollarımda
can verdi. yanında kimseler yoktu.”
“Oysa bizim bütün güzelliğimiz, yaşadıklarımızla
düşündüklerimiz arasındaki acıklı çelişkinin yansımalarından ibaretti.”
“Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de
yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.”
“Hiç kimseyi anlamıyorum. İnsanların arasına karışıp onlara
uyduğum için de kendimden nefret ediyorum.”
“Hayır dostum ben en acıklı anlarımda bile güldürücü sözler
bulan bir insanım, kendime acımam bundandır. “
“Kolundaki yaralar efendim ? Tutunurken öyle oldu Olric Ya
Yüreğindeki yaralar... Efendim ? Tutulurken öyle oldu Olric..! Peki ya
gözlerindeki suskunluk ; Ne Efendim ? Hiç dokunma..! Sus Olric!.”
“İnsanlar bozuk para gibidir. İki seçenek vardır: Yazı ya da
tura.. Bir yüzünü gösterirken bize diğer yüzünü zaman gösterecektir.”
“Can çekişmek nasıl bir şey bilir misin olric. Hayır efendimiz,
nasıl bir şey ? Ona söyleyebileceğin o kadar şey varken susmaktır olric.”
“Sen acıyı biriktirmeyi seversin Olric. Sen biriktirmeyi
seversin... Hadi devam et şimdi, Kuru yaprakları... Deniz taşlarını...
Gözyaşını... Sorulamamış soruları... Senden kalan sesleri... Yaşanamamış
paylaşılmışlıkları... Birlikte harcamak üzere kalbinde biriktirilmiş zamanları
ve hüznü... Ve özlemi biriktirmeye.”
“Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye
çalıştım. Mürekkeple yazmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla
kaldım.”
“Tarih bir tahriften ibarettir. Tarih, geçmişten geleceğe
uzanan ve bugün gördüğümüz bir rüyadır. Bütün rüyalar gibi tarih de
yorumlanabilir; ama görülürken değil.”
“İki kadına adamak istiyorum hayatımı.. Biri
"erkeğim" desin bana, Diğeri sadece baba.”
“Daha kaç kez ıskalayacağız hayatı Olric? Oklarımız bitene
kadar efendim.”
“Ben, senin bilinçaltı karanlıklarına ittiğin ve
gerçekleşmesinden korktuğun kirli arzuların, ben senin bilinçaltı ormanlarının
tarzan'ı! yemeye geldim seni. benden kurtulamazsın. ben, senin vicdan azabınım!”
“Neden yalnızlıktan şikayetçidir ki insan. Ne yani, Mutlu
olması için bir sevgiliye mi muhtaçtır her zaman.”
“Hep geçer diyorlar ya olric.. Sence geçer mi ? Geçer elbet
efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı
parçalar geçer. Ama mutlaka geçer ...”
“Ne zoruma gidiyor biliyor musun Olric ? O'na yazdıklarımı
O'ndan başka herkes okuyor..”
“Kimsenin yaşantısını beğenmedim. Kendime uygun bir yaşantı
da bulamadım.”
“Neden sadece bir hayal ürünüsün Olric? Siz gerçeksiniz de
ne oluyor efendimiz.”
“Hayatımın başı ve sonu belliydi; hiç olmazsa ortasını
kaçırmamalıydım.”
“Çok yükseğe çıkamam; bende yükseklik korkusu var. Kimseyi
yarı yolda bırakamam; bende 'alçaklık' korkusu var.”
“Artık gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum. Sanki
hayat, işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için herşeyi yapıyor.”
“Ne çok şey biliyor bu insanlar Olric ? Herkes işine geleni
biliyor efendimiz.”
“Tabiat, sırlarını bakmasını bilene açıklarmış.”
“Ne zaman hayata tutunmaya çalışsak, hep mahrem yerleri
geldi elimize.”
“Şimdi al yalnızlığımı ört üzerine olric... Belki o vakit
bırakıp her şeyi... gelirim bir yerlerden başlamak için yeniden…”
“Yemek koyulurken, "bu kadar yeter" dedikten sonra
mutlaka bir kaşık daha yemek koyan kişiye 'anne' denir. Ve o her şeye değerdir.”
“Biliyor musun Olric? Artık yalnızlığı bile çok seviyorum,
Sırf onun eseri diye…”
“Öyleyse, ben de hayatımın sonuna kadar aynı yerde
kımıldamadan oturacağım. Herkes istediği kadar koşsun. Beni anlayacak insan,
oturduğum yerde de beni bulur…”
“En tehlikeli kelime nedir olric ? -Ama'dır efendim bana
göre… -Neden olric ? -Önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür!
Mesela, Seni seviyorum ama… gibi.”
“Bu düzmece oyun sona ermeli. Kendi benliğimizi bulmalıyız.
Yol verip yakarmaktan vazgeçmeliyiz. Rüyalarımızı gerçekleştirmeye
çalışmamalıyız, gerçekleri rüya yapmalıyız. Çelişiksiz dikensiz ve düzgün
rüyalarımızı yaşamalıyız. Sözümüzün eri olmalıyız: Kırılacak kafaları
kırmalıyız. Bize acınmadığı için acımamalıyız.”
“Beni anlamalısın Çünkü ben kitap değilim, çünkü ben
öldükten sonra kimse beni okuyamaz, Yaşarken anlaşılmaya mecburum.”
“Keşke nedir Olric? Hatalarımız efendimiz. Çok mu hata yaptık?
Keşke diyecek kadar efendimiz.”
“Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için on bin kitap
okumuş olmayı isterdim dedi. Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim
rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.”
“Zaman her şeyin ilacıysa, Fazlası intihara girmez mi?”
“Ne çok şey biliyor bu insanlar Olric ? Herkes işine geleni
biliyor efendimiz...”
“Ve yalnızlık kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde,
kelimeler yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu.. yalnız
kelimeler dindirdi acıyı ve kelimeler insanın aklına geldikçe yalnızlık büyüdü,
dayanılmaz oldu.”
“Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna
yorma, boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa
alışkanlığımı kaybettirme boşuna.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder