“Bir insana sırrınızı verdiğinizde, özgürlüğünüzü de
verirsiniz.”
“Ne Kadar Silersen Sil Ya Yırtılır Defterin. Ya da İzi Kalır
Cümlelerin.”
“En zoru da; Yüreğinde söyleyemeyeceğin sözlerin
kalmasıdır...”
“Yaşadığın hayatı sevmek için bir nedenin yoksa, seviyormuş
gibi yapma.”
“Aşk diye bir şey yaşıyorum.. Ne tek taraflı demeye dilim
var, Ne de karşılıklı olduğuna ispatım...”
“Rüzgârı dilediğim gibi değiştiremem ama yelkenlerimi
ayarlayabilirim daima varmak için istediğim limana.”
“Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir.
Korka korka atar adımlarını. 'Aman sakın kendini' diye tembihler. Halbuki aşk
öyle mi? Onun tek dediği: 'bırak kendini, koy gitsin! Akıl kolay kolay
yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler
yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!”
“Görsen, hayalimdeki seni kıskanırsın.”
“Başkalarının ne dediğini kafamıza takmaktan, hep ama hep
başkalarını dinlemekten, kendi yüreğimizin fısıltısını duyamıyoruz.”
“Her insan huzur verir.. Kimileri gelince, kimileri gidince.”
“Kelime cömerdi, duygu cimrisi bugünün insanı. Konuşmaya
gelince açıyor ağzını, duygulanmaya gelince tutuyor kendini.”
“Neden baktın neyi geride bıraktığına? Söylesene, insan terk
ettiği şeye neden dönüp bakar son defa.”
“Korktu. Gidip de varamamaktan değil, varıp da dönüş yolunu
bulamamaktan değil, dönüp de geride bıraktıklarını yerinde bulamamaktan değil;
bir kendini bulamamaktan, bulduğunda korkmaktan korktu…”
“Yalnızlık onca saçın arasında beyaz bir saç teli gibi.
Çektikçe çoğalıyor, çoğaldıkça arsızlaşıyor.”
“Ne yöne gidersen git doğu, batı, kuzey ya da güney çıktığın
her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden
kişi sonunda arzı dolaşır.”
“Artık sana yazamam ama seni yazarım söz.”
“Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. aşk bir
milat demektir. Şayet aşktan önce ve aşktan sonra aynı insan olarak kalmışsak, yeterince
sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey
değişmektir!”
“Yaşadıkça düzelmiyordu hayat, tıpkı yaşlanmakla büyümediği
gibi kişinin...”
“Ya aşkı öğret bana. Ya da aşkın yokluğunda üzülmemeyi.”
“Elimde olsa cenneti ateşe verir, cehennemi de bir kova suyla
söndürürüm ki geriye aşk baki kalsın.”
“Seni kimsenin üzmesine izin vermeyeceğim dediğinde,
"Bunu kendim yapacağım" demek istediğini anlamamışım...!”
“ Modern aşk istemem, üzüntüden başka ne ki? İlkel aşk
isterim, aşkın en ilk'el halini.”
“Kaç kitap okuyunca alim, kaç diyar görünce gezgin, kaç
hezimetten sonra bezgin olurdu insan? Kaç olunca çok ; Kaçta kalınca azdı
rakamlar?”
“Kahve aşk gibidir, her ne kadar sabır ve özen gösterirsen
tadı o kadar güzel olur.”
“Üzgünüm Baba, Seni Aldattım.! Bir başka adama aşık oldum.
Senin dokunmaya kıyamadığın gülüşümü onun uğrunda soldurdum.!”
“Bir insanı sevmek, onun zihninde bir türlü huzura erememiş
tüm hikayeleri raflarından çıkartıp, tek tek temize çekmek demektir.”
“Bir mesafe olmalı. Düşmanınla senin aranda, yediğin
darbeyle iç organlar arasında, bireyle toplum arasında, geçmişle bugün
arasında, anılarla vicdan arasında… Bu hayatta yaptığın ya da hissettiğin her
şeyde bir mesafe olmalı. Mesafe seni korur…”
“Aşıklar kibirli olur” demiş şair. "Sevdiklerini
fethedilmiş bir kale gibi görmeye kalkarlar." bense hayat boyu susmaya
razıyım, o kibri gözlerinde görmektense.”
“Seni sevdiğimi söylememekteki ısrarım bu yüzden. Her şey
böyle daha duru, daha güzel. Söylesem büyü bozulur.”
“Sen değişirsin. Bir başka hal gelir üzerine. Bir beklenti,
bir istek, bir kıvanç, gizliden gizliye bir kibir siner bakışlarına.”
“Zaman ağırlaşır, zaman hantallaşır. Doğallık kaybolur,
konuşmalar yapaylaşır. Söylesem dünya durur, bir daha hiçbir şey aynı olmaz.”
“Bir Anın Dogması İçin, Bir Anın Ölmesi Gerekir. Yeni Bir
"ben" İçin Eski bir ben'in Kuruyup Solması Gibi...”
“Bedenlerimizi şekle sokmak için ne çok uğraş veriyoruz.
Halbuki beyinlerimizi, düşünce ve algılarımızı geliştirmek için çabamız ne
kadar az...”
“Güzel günlüklerim vardı. Bir de, asla günlüklerim kadar
güzel olmayan günlerim.”
“Evrendeki her cisim, ne kadar albenisiz ya da ehemmiyetsiz
görünürse görünsün, bir başka şeye yanıt olsun diye yaratılmıştı. Derdin olduğu
yerde deva da vardı, üstelik şaşırtıcı yakınlıkta. Mesele görebilmekti.”
“Kaç hayat yaşayınca yorulur insan? Kaç seneden sonra yaşlı
Kaç hezimetten sonra bezgin Kaç sevdadan sonra kalpsiz Kaç kelimeden sonra lâl
olur kişi?”
“Aşk sonradan gelmez hiçbir zaman. Varsa vardır, o kadar.”
“Aşkın olduğu yerde er ya da geç ayrılık vardır.”
“Aşık olmayana aşk kuru bir kelimeden ibaret. Yarı palavra,
yarı safsata. Aşık olmayan bunu anlayamaz, olansa anlatamaz. Öyleyse nasıl
anlatılabilir aşk, kelimelerin hükmünü yitirdiği yerde? Aşk'tan.”
“Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen. Ne incitir, ne acıtır. Ne
yaralar ne kanatır. Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur
bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir böyle sevmek… Uzaktan sevmek en
güzelidir bazen.”
“Korktu. Gidip de varamamaktan değil, varıp da dönüş
yollarını kaybetmekten değil, dönüp de geride bıraktıklarını yerlerinde
görememekten değil, bir kendini bulmaktan, bulduğundan korkmaktan korktu.”
“İnsan nasıl ağzındaki yiyeceğin tadını kaybetmemek için
yeni bir şey yemek istemezse, o da gözlerinin en son gördüğü görüntüyü kaybetmemek
için yeni bir şeyi görmeyi istemiyordu aslında.”
“Bazen böyle birdenbire yaralanıveririz. Ama her yara
iyileşir. Eninde sonunda kabuk bağlar, üstünü kapatır. Gözlerden saklanır.
Çünkü hiçbir yara görülmek istemez.”
“Haddini aşmamak, kalp kırmamaktır edep.. Dedikodudan,
haksızlıktan ve ithamdan uzak durmaktır edep.. Eyvallah kelimesi üzerine kafa
yormaktır.. Bilmediğin konuda susmak, bildiğin konuda ahkâm kesmemektir edep..
İnsan ayrımı yapmamaktır.. Aşırılığa gitmemektir...”
“Boş zamanlarında ya da yalnız kaldıklarında kendilerini
kanatan insanlar vardır. Elleri, dizleri, yürekleri görünmez yara bantlarıyla,
sargılarla kaplıdır. O görünmez yaraları görebilmek için, onlardan biri olmak
gerekir…”
“Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, onda kendini
kaybetmeyi gerektirir.”
“Sanki içimde başkalarından değil de, esas benden gizlenen
bir sır taşımaktayım.”
“Önce yüzlerini unuturuz sevdiklerimizin. En çok yüzümüzün
unutulmasından endişe ettiğimiz halde.”
“Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana
sesleri öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf
yankılanır. Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.”
“En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak
yoksunluklar üzerine kurulanlardır.”
“Elmas bir gözdür yürek. Ve çizilmeye görsün bir kere, artık
hep sedefsi bir yırtıkla bakacaktır cümle aleme.”
“Binlerce kelime, onlarca hikâye var boğazımda düğümlenmiş.
Susuyorum konuşmam gereken yerlerde; dilimi tutamıyorum ne zaman susmam
gerekse. Anlatacak çok şeyim olsa da, emin değilim anlaşılmak istediğimden.”
“Kişi sevdiğini Allah'a emanet ederse, Onu bir daha görmeden
ölmezmiş.. "Öyleyse Allah'a emanet ol.”
“Derler ki, aşk da unutulurmuş her şey gibi. Hem de yaşanıp
bittikten, soğuyup küllendikten sonra değil, tam da doludizgin devam ederken
unutulurmuş aşk.”
“Uzaklaşırsın. Yol seni nereye götürürse. Yazı seni nereye
sürüklerse. Burnunda bir sızı. Ne de olsa her yolculuk geri dönememe ihtimalini
taşır bağrında.”
“Pek güzeldin, pek latiftin. Börek olsan seni yerdim. Az
soğanlı,bol etliydin.Lafa daldım,dibin tuttu.Gönül bu,hemen unuttu.”
“O güne dek bilmezdi, birine bütün kalbinle muhabbet
besleyip yine de onu incitmek istemenin mümkün olabileceğini.”
”Güzel günlüklerim vardı. Bir de, asla günlüklerim kadar
güzel olmayan günlerim.”
“Kapalı sandığın içinde günışığına çıkmayı bekleyen, kıymeti
bilinmemiş bir define değilim ben. Hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç
aşağı beş yukarı sende saklı zaten. Beni keşfetmeye çalışmanı da, keşfettiğini
sanmanı da istemem. Tanımak zorunda değiliz birbirimizi, daha bir arpa boyu
tanıyamamışken kendimizi.”
“Bir yere ulaşmadan, ulaşmayı dahi amaçlamadan, sırf
gidebilmenin güzelliği için yollara düşebilir misiniz?”
“Ey kendisinde kaybolmuş kişi! Bilmezsin, bedenin sana mezar
olmuş, nefsini tanımadıkça, nefsin seni gömer olmuş.”
“Her zaman kolay kolay itiraf edemesek de bunu kendi
kendimize, hep öteleri düşleyen, öte yer ararken en yakınlarındakileri mutsuz
eden bizler... Ben.”
“İçimin tünellerine girer girmez bir fener alıyorum elime..
Buralar çok karışık.. Kaç defa geldim.. Gene de hep kayboluyorum.”
“Şimdi herkes sussun! Ve biraz da huzur konuşsun. Çünkü o,
Bugüne kadar hiç söz ettirmedi kendisinden.”
“Şeriat der ki: Seninki senin, benimki benim. Tarikat der ki
Seninki senin, benimki de senin. Marifet der ki: Ne benimki var ne seninki.
Hakikat der ki: Ne sen varsın, ne ben.”
“Hayal gücümün geniş olduğunu söylerler. Saçmalıyorsun
demenin şimdiye kadar icat edilmiş en ince yoludur bu.”
“Günler günleri kovalıyor. Günler günleri aynen tekrarlıyor.
Yoruluyorlar. Yaşamaktan değil, yaşayamamaktan yoruluyorlar...”
“Akla kara ayrılsın diyedir bu ölümüne sevgi tekliflerimiz,
yoksa biz hangi yürek kaç para eder taaa baştan biliriz. Kantara vuruyorsak
sevgilinin aşkını, yalanını kendi görsün diyedir.”
“Ölüm sahiciliğini yitiriyor kayıplar istatistiklere,
çatışmalar haberlere dönüştüğünde.”
“Katillerimin yüzlerini seçemiyorum; isimlerindense geride
harfler kalacak sadece.”
“Özgürlük çıkış kapılarının gümüşi aralığında.”
“Şarkı üç dakika yirmi saniye ama tekrar tekrar çalınırsa
sonsuza kadar sürebilir.”
“Yabancı, isminin bir ya da birçok bölümü gölgede kalan
insandır.”
“Kitap hâlâ kutsal benim için... kelime hâlâ mühim ve harf
hâlâ muamma.”
“Önce diyorsun ki: Dünyada bir ben varım! Sonra: Bende bir
dünya var! ve en nihayetinde:"Ne dünya var, ne ben varım!”
“Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir çizgisi
vardır hayatın. Farkında olmadan basıyorsun çizgiye. Kızıyorlar anında Yandın! diye
atılıyorsun oyun dışına.”
“Aşkın hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur; Başlı
başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde; Ya da
dışındasındır, hasretinde...”
“Baykuş; kanarya beslermiş amcalar, teyzeler. Kumruları
sever, kartalları över, güvercinleri uçurur, kargaları kovar, papağanları
konuştururlarmış. Oysa çocuk baykuşları severmiş. "Uğursuz kuş o. İsmini
anma, damına çağırma." dermiş teyzeler, amcalar. Uğursuz kuşmuş baykuş;
gece gördüğü, geceyi gördüğü için.”
“Bürokratik düzenlemeler, evli çiftlerin bebeklerini
kurtarmak için gösterdikleri özeni evlilik dışı doğan bebekler için
göstermiyordu anlaşılan. Babasız bir çocuk neticede bir piçti ve İstanbul da
bir piç, sallanan bir diş gibi her an düşmeye hazırdı.”
“Haddini aşmamak, kalp kırmamaktır edep.. Dedikodudan,
haksızlıktan ve ithamdan u...zak durmaktır edep.. Eyvallah kelimesi üzerine
kafa yormaktır.. Bilmediğin konuda susmak, bildiğin konuda ahkâm kesmemektir
edep.. İnsan ayrımı yapmamaktır.. Aşırılığa gitmemektir.”
“Şimdi tek istediğim nefes alabilmek, ötesinde yok gözüm.
kaçmak da mümkün buradan elbette ama benim istediğim kaçmak değil ki. ne
varmayı arzuladığım bir öte diyar, ne de bir yerlerde bıraktığım kayıp bir
cennetim var. sadece çıkmak istiyorum. çıkmak da değil, çıkabilmek. ben o
ihtimali seviyorum. Seçeneğim olmasını, kapının aralık kalmasını.”
“Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen HİÇ ol. Menzilin
yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan
dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan benlik zannı
değil, hiçlik bilincidir.”
“Yuvayı dişi kuş kurar lafı yanılsamadır. Çünkü her dişi kuş
her mevsim yeni bir yuva yapa yapa yaşayıp gider. Kurduğu kadar terk etmesini
de bilerek. Ömür boyu aynı yuvada kalan kuş yoktur.”
“Şimdi tek istediğim nefes alabilmek, ötesinde yok gözüm.
Kaçmak da mümkün buradan elbette ama benim istediğim kaçmak değil ki. Ne
varmayı arzuladığım bir öte diyar, ne de bir yerlerde bıraktığım kayıp bir
cennetim var. Sadece çıkmak istiyorum. Çıkmak da değil, çıkabilmek. Ben o
ihtimali seviyorum. Seçeneğim olmasını, kapının aralık kalmasını..”
“Ölü bebekler doğuran ve ölenlerin yasını bile tutmadan
hemen yenilerine hamile kalan o her şeyi kapsayıcı , yutucu rahimdi zaman.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder