
"Tünele girdiğinizde dikkat edin dostlarım, umut
sandığınız ışık tren farı olabilir."
"Afrika'ya ilaç göndermeye karar vermiştik; fakat
hepsinin üzerinde 'TOK KARNINA' yazıyordu..."“Aşk ne zaman biter biliyor musun? Bitti dediğinde yüreğin acımıyorsa.”
“Size zamanını ayırmayan birine, Asla kendinizi harcatmayın.”
“Üzülme evlat, Kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır
belki.”
“Sevmek belki bir şeydir; ama sevildiğini bilmek çok şeydir.”
“İnsan; Geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı
anın şikayetçisidir.”
“Sevdirmeye gayret etme kendini, sevilmeye terket.”
“Zaman unutturmaz dostlarım, sadece uyuşturur.”
“Yeterince dürüstsen, fazlasıyla aşık ve gerçekten
seviyorsan; Hazırsın demektir: artık mutsuz olabilirsin.”
“Boş insanlarla içi dolu hayaller kuramazsınız .”
“Benim de kalbim boş artık, Tıpkı sizin beyniniz gibi...”
“İnsanların, senin hakkında ne düşündüklerini önemsemeyerek,
ömrünü uzatabilirsin mesela.”
“Basit erkek, bütün bayanlara güzelsin demeyi tercih eder.
Basit kadın buna inanır, zor kadın güler ve geçer. Hayat devam eder.”
“Tünele girdiğinizde dikkat edin dostlarım, umut sandığınız
ışık tren farı olabilir.”
“Bu kadar iyi niyetli olmayın, Çünkü en yakın bildiğiniz
vefasız çıkabilir ve sizi düşmanlarınız değil de dostlarınız yıkabilir.”
“Dostumsan yanımda, düşmanımsan karşımda ol. Ortada bir
yerde isen; Benden uzak ol...”
“Yalnız olmak, Yanlış yerde ve yanlış bir kalpte olmaktan
iyidir.”
“Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin.
Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin.”
“Seni hiçbir zaman affetmeyeceğim", içerisinde
"Seni hiçbir zaman unutmayacağım"ı da barındırır.”
“Unutmayın dostlarım, Daha çok seven taraf, kaybetmeye daha
yakın taraf olur hep.”
“Anladım ki; Hayatında birinin olmaması değil, birinin
hayatında olamamakmış yalnızlık.”
“Gülmenin moda olduğu bir devirde ağlıyorum... Genç olmanın
moda olduğu bir devirde yaşlıyım... Seni sevmenin daha az cesaret istediği bir
devirde, senden nefret ediyorum...”
“Hep kalıplara uymayı reddettim. Geldiğim nokta şu;
Diğerlerinden daha mutsuz, bi o kadar umutsuz ama kafam hepsinden daha güzel.”
“Bir çiçeğin büyümesi bizi ne kadar kederlendiriyorsa, ölüm
de o kadar kederlendirmeli. Korkunç olan ölüm değil, yaşanan ya da yaşanamayan
hayatlardır.”
“Kuşkusuz ki en büyük ön yargı; etrafımızdaki herkesi insan
sanmamızdır.”
“Kadınlara yalan söylemekten çekinmeyin. Yeter ki kendileri
için söylendiğini bilsinler.”
“Her şeye rağmen huzur vardı havada.”
“Ne zaman ki en sevdikleriniz yanıltır sizi,ne zaman ki
birer birer düşürür herkes maskesini , ne zaman ki yalnızlıktaki o muhteşem gücü keşfedersiniz
,işte o zaman başlarsınız gerçekten yaşamaya.”
“Bazı insanları acı büyütür ve yaşatır. Acı çekmeden; daha
doğrusu yeterince acı çekmeden, yitirmeden, o korkunç yalnızlığı tatmadan
kendisi olamaz bazı insanlar. Ne zaman ki en sevdikleriniz yan çizer, ne zaman
ki birer birer düşürür herkes maskesini, ne zaman ki yalnızlıktaki o muhteşem
gücü keşfederseniz, o zaman başlarsınız gerçekten yaşamaya.”
“Hayat öyle lanet birşey ki; Sustuğunda konuşmadın diye
pişman eder, Konuştuğunda ise susmadığın için kahreder.”
“Mutlu bir yalnızlık, mutsuz bir beraberlikten iyidir
dostlarım.”
“Mutlu olmadığın biriyle mutlu görünmeye çalışma. Olan
mutluluğa olur.”
“Senin unutamadığın, daima senden uzakta olandır...”
“Her insanın, hayatında kaçmakla direnmek arasında bir seçim
yapmaya zorlandığı anlar vardır. Ben direniyorum.”
“Kuşkusuz ki en büyük ön yargı; etrafımızdaki herkesi
'insan' sanmamızdır...”
“En büyük acı, Başkalarıyla paylaşmaya cesaret edemediğin
acıdır.”
“Ya düşlerinin peşine düşmeyi seçersin Ya da olanları
kabullenmeyi. İyiliklerinle güçlenir, keşkelerinle tükenirsin. Karar senin.”
“Bir insanı sevmek mümkün mü sence? İyi tanımadığınız biri
ise belki. ben insanları pencereden seyretmeyi severim...”
“İnsanlar yorgun, Hayat tarafından cezalandırılmış, Ya
sevgiyle ya da sevgisizlikle Sakatlanmış.”
“Gerçekten verecek sevgim var; ama bunu hak edecek kimsem
yok..”
“Yılların, bana öğrettiği şeylerden biri de bu oldu;
Mutluluğu yakalamışsan, sorgulama.”
“Bu kadar iyi niyetli olmayın, Çünkü en yakın bildiğiniz
vefasız çıkabilir ve sizi düşmanlarınız değil de dostlarınız yıkabilir.”
“Acıya kahkaha atabilmek bir sanatsa eğer; Ben çok pahalı
bir tabloyum.”
“Yaşam felsefemi sordular cevapladım . "Sonsuza dek
yaşayacakmış gibi düşün, yarın ölecekmiş gibi yaşa.”
“İnsanların size karşı olması diye bir şey yoktur dostlarım,
onlar sadece kendilerinden yanadırlar o kadar.”
“Suçum var mı? Tabi ki var. Zor yola, kolay kişilerle çıkmak
en büyük hatam.”
“Ve aşk iki kez geldiğinde ve iki kez yalan söylediğinde bir
daha asla sevmemeye karar verdik böylesi adilaneydi bize ve aşkın kendisine.”
“Aşikardı: İnsanların, iyi insanların kötü insanların, hatta
korkunç insanların bile başına gelenler adil değildi sanki. Tuzağa düşmüş bir
dünyanın tuzağa düşmüş hayatında ilerledik metal makinelerin arasında ve bu çok tuhaftı dostlarım.”
“Ortalama insanda; herhangi bir günde, herhangi bir orduya
yetecek kadar ihanet, nefret, şiddet ve saçmalık vardır. O yüzden ortalama
erkekten ve ortalama kadından sakının; Kendileri tam sevemedikleri için, senin
sevginin eksik olduğuna inanırlar.”
“Sürekli kalabalıkları arayanlardan sakının; tek başlarına
bir hiçtirler.”
“Hayatınızdaki odunlar yalnızca cehenneminize yakıt oluyor.
Biriktirmeyin dostlarım...”
“Ortalama insanda Herhangi bir günde herhangi bir orduya
yetecek kadar ihanet, nefret, şiddet ... ve saçmalık vardır. Ve cinayet
konusunda en becerikliler Cinayet karşıtı vaaz verenlerdir Ve nefreti en iyi
becerenler Sevmeyi vaaz edenlerdir Ve son olarak Savaşı en iyi becerenler Barış
vaazı verenlerdir.”
“Yalnızlıkla beslenen biriydim; yalnızlığımı alırsanız
yemeğimi ve suyumu almış kadar olursunuz. Yalnız kalamadığım her gün gücümden
bir şeyler alıp götürür. Bununla övünmüyorum ama önemliydi benim için. Odanın
karanlığı güneşti bana.”
“Yanındaki seni mutlu ettiği sürece kalsın hayatında,
zorlama kendini. Hayat rahat ve anlayışlı insanlarla ve hayat hak ettiği gibi yaşandığında
güzel. Ve unutma ; aynı dili konuşanlar değil aynı duyguyu paylaşanlar
anlaşabilir.”
“Noel ve Yılbaşı üzerimize doğru geliyor yine. O mide
bulandırıcı ikili. Televizyon mağaralarından çıkan bütün o kalabalık. Aile
toplantıları. Hiçlik, sahte sarhoşlar, sahte gülümsemeler, sahte insanlar. Bir
şekilde atlatırız umarım, bir kez daha.”
“Bence içmek, her gün tekrarlanabilen ve ertesi gün tekrar
hayata dönülebilen bir intihar şeklidir.”
“Mahvolmuş hayatlar olağandır bilgeler için de ahmaklar için
de.”
“Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar. Ve
yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar. Ve sırf dardı diye
kafalar, düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik, Sarılmak yakar bizi" deyip
aşkı hep, uzaktan sevdik.”
“Düştüğümüz kuyular sandığımız kadar dipsiz değil aslında,
tutunmaya çalıştığımız ipler çok kısa.”
“Seçimini zekice yapmak yarılamaktır zafere giden yolu;
diğer yarısı kayıtsızlıkla fethedilir. Bir yanda istediğin her şeyi
söyleyebilirsin, öte yanda mecbur değilsin. Ben bir şekilde ikisini de yapmayı
becerdim. Bu yüzden benimle bir sorununuz varsa size aittir.”
“Martılara attığım simit, önüne süt bıraktığım yavru
kediler, Ve sana verdiğim değer, Hayvan severlik bu olsa gerek.!”
“Eğer iki kişi arasında kalıyorsanız; ikinciyi seçin. Çünkü
birinciyi gerçekten sevseydiniz, ikincisi olmazdı.”
“Mutlu insanlar; Her şeyin en iyisine sahip olanlar değil,
Sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir .”
“Yalnız kalmaktan hoşnut biriydim eskiden, Şimdi yıkıldı
duvarlarım her şeyin kenarları var.”
“Birinin kalbini kırmadan önce iki kere düşünün dostlarım!
Hele ki o kişi sıradan biri olmamışsa hayatınızda.”
“Hıçkırarak ağlayan bir kadının gözyaşları, Ağlatan adamın
başına geleceklerinin altına atılacak imzadır.”
“Pek çok iyi adam bir kadın tarafından köprü altına
düşürülmüştür.”
“Onun sana tüm yaptıklarına rağmen affedebilirsin; Zor olan
onu affettiğin için kendini affedebilmektir.”
“Herkes herkesi aynı sevemez dostlarım.. Kimileri gururunun
yettiği kadar sever, Kimileri de ömrünün yettiği kadar.”
“Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir
etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter.”
“Gittiğinde ağlarsın, şarkılarda, filmlerde, ona-buna, her
şeye ağlarsın. Aklın başına gelince de boşa harcadığın zamana ağlarsın.”
“Yüzde yüz insan yoktur aslında. Hepimizin, başkalarının
farkında olup bizim farkında olmadığımız deli ve çirkin bir yanı vardır. Yoksa
bu çiftliğe nasıl katlanabilirdik?”
“Yolun bitimine kadar gelmeleri şart değil. Herkesin
gidebileceği bir yol vardır . Sen yeter ki, kendin kalabilmeyi becer. Çünkü
kendinden başka kimseye mecbur değilsin'. Zorlama kendini, Bırak yanındaki seni
mutlu ettiği sürece seninle gelsin. Sen istemediğin sürece, hiçbir şey için
ödün vermemelisin. Çünkü uğruna fedakarlık
yaptığın kişi, yarın seni unutabilir. Ve unutma; Aynı dili konuşanlar değil
aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir...”
“Tabi ki bir insanı sevebilirsiniz, eğer onu yeterince
tanımıyorsanız.”
“Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için
değişmemelisin.. Ne sen başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin
için. Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin.”
“Aşk bir emre dönüştüğünde, nefret hazza dönüşebilir.”
“İnsan olmak rezil bir şeydi; öyle çok şey vardı ki olup
biten.”
“Aşk biraz anlam içeren bir yoldur; seks yeterince
anlamlıdır.”
“Acı hissetmemek duyguların kesintisi demektir; her coşku
şeytanla pazarlıktır.”
“Hayat ile Sanat arasındaki fark, sanatın daha katlanabilir
olmasıdır.”
“Birini ne kadar çok seversen, Hayat onu senden o kadar
uzaklaştırır...”
“Dünyadaki en saf insan olduğunu iddia eden kişiler, aslında
şeytana danışmanlık yapabilecek kapasitede kişilerdir. Unutmayın…”
“Biri bana çirkin olduğumu söyledikten sonra; gölgeyi
güneşe, karanlığı ışığa yeğler olmuştum.”
“Yalnızlıktan daha kötü şeyler de vardır; ama çok geç
kalırız onları anlamakta. Ve çok geç'ten daha kötü bir şey yoktur.”
“Düşündüm de, insan kendi yaşamının yağmurlarında ıslanma
fırsatını kaçırmamalı.”
“Mutluluğu yakalamışsan, sorgulama.”
“Hemen herkes dahi doğar, geri zekalı gömülür.”
“Cesur insanın hayal gücü kısıtlıdır. Korkaklık kötü
beslenmenin bir sonucudur.”
“Cinsel ilişki; şarkı söylerken ölümün kıçına tekmeye basmaktır.”
“Egemenlik gerçekten milletin olduğunda hükümetlere gerek
kalmayacak; o zamana kadar boku yedik.”
“Hayat prova değildir, anı yaşamalısın.”
“Erkek kadına tokat atarsa erkek suçludur, Kadın erkeğe
tokat atarsa yine erkek suçludur.”
“Sizi bilmem ama ben her sabah ayakkabılarımı bağlamak için
eğildiğimde tanrım yine mi? Diye geçiririm içimden.”
“Harikulade düşünceler ve harikulade kadınlar kalıcı
değildirler.”
“Hiçbir şey gerçek kadar sıkıcı olamaz.”
“Dengeli insan delidir.”
“Yalnız kalmaktan daha kötü şeyler de vardır hayatta ama
genellikle bir ömür alır bunun farkına varmak o zaman da çok geçtir ve çok
geçten daha kötü bir şey yoktur hayatta.”
“Yaşayan bir Amerikan ayyaşı ölü bir yunan tanrısından daha
çok ilgilendirir beni.”
“Bir kaplanı yakalayıp kafese koyabilirsiniz ama onu kırdığınızdan
asla emin olamazsınız. İnsanlar daha kolaydır.”
“Entellektüel; basit bir şeyi karmaşık söyleyebilen kişidir;
sanatçı ise zor bir şeyi kolay.”
“Sığınak çukurlarında melek bulunmaz.”
“Yaşamayı öğrenmek için birkaç defa ölmek gerek.”
“Tanrının nerede olduğunu bilmek istiyorsan, ayyaşa sor.”
“Mezarlıktayken seksen yaşıma kadar yaşamaya karar verdim.
Düşün, seksen yaşındasın ve on sekizlik bir kızla seks yapıyorsun. Ölüm
oyununda mızıklamanın en iyi yolu.”
“Gece sisini delen bir ışıktır aşk. Sarhoş olduğunuzda
bulamadığınız anahtardır aşk. On yılda bir gerçekleşen şeydir aşk. Diğer
insanın mahvettiğini sandığın şeydir aşk. Çalan telefondur aşk, aynı ses ya da
başka bir ses ama asla doğru ses değil. İhanettir aşk. Evsizlerin ara
sokaklarda alev alev yansımasıdır aşk. Eski bir Los Angeles otelinin çatısına
yağan yağmurdur aşk. Istakoz gibi haşlanma biçimimizdir aşk. Söylediğimiz bütün
yalanlardır aşk. Çığlığı hala yankılanan andır aşk. Yerde sürünen şeydir aşk.
Bir yabancıya dayanmış dans eden karındır aşk. Ve çok fazla ve fazlasıyla erken
kullanılan bir sözcüktür aşk.”
“Kumar oynamazsan asla kazanamazsın.”
“Bira içmek için buradayız ve hayatlarımızı öyle yaşamalıyız
ki ölüm bizi almaya geldiğinde titresin.”
“Bir daha birama dokunursan dişlerini ağzına dökerim.”
“Sadece sıkıcı insanlar sıkılır.”
“Saçımı taradım keşke yüzümü de tarayabilseydim.”
“Gerçek; susuz yenen bir portakaldır.”
“Kadınımı ödünç al ama arabamı asla.”
“Kadın olsam hayat kadını olurdum.”
“Damlayan musluklar, tutku osurukları ve patlak lastikler
hepsi de ölümden daha hüzün verici.”
“Bir metropol gazetesi, kötü haber yazmadan önce kendi
nabzını ölçer.”
“Dostun kimmiş öğrenmek istiyorsan kodese gir.”
“Banyoya girdiğinde aynayı değil! Ellerini es geç.”
“Bazen hepimiz bir
filme hapsolmuşuz hissine kapılıyorum... Repliklerimizi biliyoruz, nereye doğru
yürüyeceğimizi biliyoruz, nasıl oynayacağımızı biliyoruz, sadece kamera yok...
Yine de çıkamıyoruz filmin içinden! Ve film kötü.”
“İlk şiirler şu anda bulunduğum noktadan daha lirikler. Bu
şiirleri beğeniyorum ancak "Bukowski'nin ilk şiirleri çok daha
iyiydi," iddiasında bulunanlara katılmıyorum. Kimileri bu iddiaları
eleştiri yazılarında dile getirdiler, kimileri de dedikodu sohbetlerinde. Şimdi
okuyucu kendi kararını ilk elden verebilir. Bugünkü şiirimde konuya daha doğrudan
yönelip özüne iniyorum ve sonra da çıkıyorum. Önceki ve bugünkü tarzlarımın
birbirinden daha üstün ya da başarısız olduğuna inanmıyorum. Farklılar, hepsi
bu.”
“Yine akşamdan kalmaydım ve sıcak dayanılır gibi değildi
kırk derecelik bir hafta. Her gece içmeye devam ediyor, sabahları taş ve her
şeyin olanaksızlığıyla yüzleşmek zorunda kalıyordum. Çocukların kimileri Afrika
güneş kaskları ve gözlükleri giyiyorlardı; ama ben, hep aynıydım, yağmur ya da
güneş, yırtık pırtık giysiler, çivileri ayaklarıma batan eski ayakkabılar.
Mukavva parçaları koyuyordum ayakkabılarımın tabanlarına. Bir süre için iş
görüyorlardı, ama çok geçmeden çiviler topuklarıma batmaya başlıyorlardı yine.
Viski ve bira, terliyordum koltuk altlarımdan ve sırtımda bir torbayla
dolanıyordum çarmıh misali; torbadan dergiler çıkarıyor, binlerce mektup
dağıtıyordum güneşin altında kavrulup sendeleyerek.”
“Ben bir Charles Bukowski modası olduğunun farkında değilim.
Yalnız yaşayan biriyim, kalabalıktan hoşlanmam; bu tür tuzaklara düşmeyecek
kadar yaşlı, kuşkucu ve çakalım. Bu iki haftada yaptığım üçüncü söyleşi, ama
ben buna modadan ziyade matematiksel bir tuhaflık olarak bakıyorum. Umarım
hiçbir zaman moda olmam. Moda olmak lanetlenmek demektir. Bende ya da yaptığım
işte bir tuhaflık var demektir. Sanıyorum 46 yaşında, 11 yıl boyunca sessizce
çalıştıktan sonra böyle bir şeyden endişe etmeme gerek yok. Tanrılar benimledir
umarım. Benimle olduklarını düşünüyorum.”
“Bitkin bir halde fabrikadan veya depodan eve dönüşte,
yemek, uyumak ve tekrar sefil işe dönmek dışında pek bir işe yaramazdı sanki
gece. Fakat o yırtık perdeli aşınmış kilimli, tuvaleti ve küveti koridorun
sonunda bulunan, havasında benden önce gelmiş bütün kaybetmişlerin hissedildiği
bir eski odada beni bekliyor olurdu daktilo.”
“Karayolunda seyreden arabaların ışıklarını görebiliyorum. Sonu gelmeyen
bir ışık akışı. Bu kadar insan. Ne
yaparlar? Ne düşünürler? Hepimiz öleceğiz, hepimiz, ne sirk! Bunu bilmek
birbirimizi daha çok sevmemiz için yeterli bir neden olmalı, ama değil. Son
derece önemsiz şeyler bizi dehşete sürükleyip dümdüz ediyor, yutuyor.”
“Kendimize işkence etmek için kullanmak isteyeceğimiz bir
şey hep bulunur sanırım. Hipodromda başkalarının hislerini paylaşırsın; o
ümitsiz karanlığı, pes edip vazgeçmenin kolaylığını. Bahisçilerin dünyası
gerçek dünyanın makul ölçülere indirgenmiş şeklidir; hayatın ölümle sürtüşmesi
ve kaybetmesidir. Sonuçta kimse kazanmaz. Geciktirmektir tek isteğimiz, o göz
kamaştırıcı ışıktan gözlerimizi bir an için kaçırmak. Allah kahretsin,
amaçsızlık üzerine düşünürken sigaramın yanık ucu parmağıma çarptı. Bu da beni
uyandırıp Sartre havasından çıkardı. Mizah gerek bize, kahkaha gerek. Eskiden
daha çok gülerdim, herşeyi daha çok yapardım. Yazmak hariç. Artık yazıyorum,
yazıyorum ve yazıyorum.”
”Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri
değilim. Kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. İyi işleri olan sinek
kaydı traşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. Ümitsiz adamları severim, dişleri
kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. İlgimi çekerler. Küçük sürpriz ve
patlamalarla doludurlar. Adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış,
makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan. Azizlerden çok sapkınlar
ilgilendiriyor beni. Serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim.
Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem.Toplumun beni
şekillendirmesinden hoşlanmam.”
“Kader tanrıçasının zalim olduğu ve sonunda hepimizin
posasını çıkaracağı doğru; ama sıkı, ölümsüz bir kaybedenden daha yıldırıcı
hiçbir şey yoktur. İşin sırrı şunda yatıyor; herkes kaybedebilir, kaybetmek
yeteneklerin en kolayıdır.”
“Hastaneler sizi neden sunmaksızın öldürmeye çalıştıkları
yerlerdir. Amerikan hastanelerinde ki soğuk ve ölçülü acımasızlığın nedeni
doktorların fazla mesai yapmaları ya da ölümü kanıksamış, sıkılmış olmaları
değildir. Asıl neden çoğu zaman başları ile kıçlarını ayırdetmeyi beceremeyen,
cahillerin hayranlığa boğulup merhemi elinde bulunduran büyücü olarak
gördükleri ve çok az iş yapıp çok fazla para kazanan doktorların kendileridir.”
“Bir keresinde adamın birinden Shakespeare sevmediğimi
yazmaya hakkım olmadığını anlatan uzun ve öfke dolu bir mektup almıştım. Gençler
bana kanıp Shakespeare okuma zahmetine bile girmeyeceklerdi. Böyle bir konum
almaya hakkım yoktu. Sayfalarca bunu
söyletip durmuştu. cevaplamadım. Ama
burda cevaplayacağım.s..... git lan. Ben Tolstoy'da sevmem.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder