27 Haziran 2012 Çarşamba

"Solu Takip Et! Kadınlarla Dolu Aşk Evine Ulaş..."


Dünyanın ilk reklamı genelev reklamıdır. “Solu takip et. Kadınlarla dolu aşk evine ulaş.” Efes antik kentinde bulunan ve Konak adı verilen bu genelev (Hadrian Tapınağı) na Celsus kütüphanesinden bir geçit vardır.
Türk Dil Kurumu sözlüğü, Dil Derneği sözlüğü ve Sevan Nişanyan Etimolojik Sözlüğü'ne göre "fahişe" kelimesi, Arapça'da "azgın" ya da "utanmaz" anlamına gelen فاحشه (faḥişa) kelimesinden türetmiştir. Türk Dil Kurumu'nun verdiği tanımında fahişe "hayat kadını" anlamına gelir.
Fahişeliğin yasal statüsü devlete göre değişir; bazılarında fahişelik idam cezası ile cezalandırır, bazılarında da tamamen yasaldır. Fahişelik, seks işçiliği kapsamına girer.
Başlangıcında "kutsal bir görev" olarak ortaya çıkan fahişelik, "Tarihin Babası" Bodrumlu Herodotos'un aktardığı üzere, "kutsal fahişelik"  Mezopotamya’ya  kadar geri giden başlangıç döneminde ve MÖ 6. yüzyıldan itibaren belirdiği Eski Yunan'da verimlilik tapınılarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Rahipler ve rahibeler, toprağın verimliliğini harekete geçirmek için birleşmek zorundaydılar.
Ancak; tanrılara kurban verme adeti nakdi ödentilere dönüşürken, kutsal fahişelik dn söz etmeye başlamıştır. Bunlara devadasi denilmektedir ki- Bunlar mensup oldukları tapınak adına cinsel ilişkiye girmekte ve eylemleri kutsal ritüel sayılmaktadır.
Örneğin Gazneli Mahmut 1026'da Samantha tapınağını yıktığında, burada 350 devadasi bulunmaktaydı. Çinli seyyah Çao-Ju-Kua, 1226'da Gucerat'ta 4 bin tapınakta 20 bin devadasi olduğunu bildirmiş, Marco Polo da onu teyid etmiştir. Kutsal fahişelik kısa süre sonra dindışı fuhuşa yol vermektedir.
Yine Eski Yunan'da MÖ 6. yüzyılda ortaya çıkan kadın bedeninin ticari mal haline gelmesi kısa sürede öyle bir boyuta ulaştı ki, ünlü Atinalı yasa koyucu Solon, ilk genelevleri açmak zorunda kaldı. Dikterion denilen bu evler devlete aitti. Her evde bir memur grubu işleri düzenlemekteydi.
Lidya, Kartaca veya Kıbrıs'ta gelinlik kızlar, çeyizleri için fahişelik yapma hakkına sahiplerdi. Babil’de ve Sümerlerde bu işe kendini ilk olarak adayan kadınlar kısır veya sterildi. Bu kadınlar kendi doğurganlıklarını Sümer ülkesinde tanrıça İNANA, Babil ülkesinde ise İŞTAR'a adayarak ,kutsal görev olarak baktıkları fahişeliği yaptılar.
Babil ülkesinde ve Sümerlerde Fahişelik yapan erkekler de vardı. Av sırasında veya savaşta yada kavgalar sonucu testisleri yaralanmış, cinsel organlarında işlev bozukluğuna neden olacak yaralanma yaşamış yada genital organlarında doğuştan bozukluk olan erkekler kendi ailelerini kuramazlardı ve kendileriyle seksüel anlamda ilişki yaşamak isteyen herkesin karısı veya kocası olurlardı.
Genel hatlarıyla böyle bir seyir izleyen fahişelik zamanla tanrılar ve tanrıçalar adına tapınaklara girmiş ve bu hizmetin karşılığını, yararlananlar çoğu zaman cömertçe ödemiştir. Zaman içerisinde bu tatlı paralar hem din adamlarının hem de ülke yöneticilerinin ilgisini çekmiş ve sektör olarak gelişmesinin yolu açılmıştır.
Fahişe, ilk ortaya çıktığı Antik dönemden beri paradoksal bir role sahip olmuştur.  Bir yandan marjinalleştirilerek ve tecrit edilerek hor görülür, diğer yandan da erkeklerin evli kadınlara ve genç kızlara saldırmadan ateşlerini söndürmelerini sağlamalarına hizmet ederek aileyi ve toplumu koruyan, katlanılması gereken bir kötülük sayılır. Ama toplum ve aile için bu kadar gerekli sayılmasına rağmen, fahişe parmakla gösterilir, her zaman her yerde dışlanır, bir yerlere kapatılır. O, namuslu bir kadın gibi gözükmemek zorundadır. Yasa koyucu, fahişenin sadece namuslu erkeklere zevk vermesine izin verir. Ev kurmak ve çocuk yapmak yalnızca yasal karılara aittir. Saygın kadınlarla karıştırılmaması için fahişeye özel bir kıyafet dayatılır. Roma'da fahişelerin, aile analarının, yurttaşların yasal eşlerinin kıyafeti olan uzun etek giymeleri yasaktır. Eski Rejim Fransa'sı fahişeleri dağlayarak damgalamaktadır. Orta Çağ, Avrupa'nın kırlara çekildiği bir dönem olduğu için fuhuş duraklamıştır. Fahişeler Orta Çağın tüm savaşlarında yer almışlardır. Örneğin toplamı 13 tane olan Haçlı Seferleri'ne daha birincisinden itibaren katılmışlar. Fransa kralı Aziz Louis'nin yürüttüğü 8. Haçlı Seferi'nde, Krallık Maliyesi, "ordu takipçileri" başlığı altında, kralın, askerleri "kutsal savaş" yönünde cesaretlendirmeleri için, 13 bin fahişeye maaş ödediğini göstermektedir.
Cinselliğin ticareti saygıdeğer aileye kalkan olsun diye yapılıyorsa, o halde saygıdeğer aileyi yerle bir etmenin tam zamanı, bir bakireyi korumanın bedeli bir fahişeyse demek ki bir daha asla bakireler olmayacağız, asla ve asla iffetli davranmayacağız.
Tarih boyunca çeşitli dönemlerde yasak­lanmış ve cezalandırılmış olmasına karşın varlığını sürdürmüş olması, fuhuşun birçok toplumda denetlenebilir bir kuruma dönüş­mesini de sağlamıştır.
Türkiye’de ise bu durum biraz farklı yürüyor. Zaman içinde hızla kapatılan genelevlerin sayısı arttıkça, sokaklar daha tehlikeli hale geliyor, tecavüzler ve ölüm oranları hızla artıyor. Araştırmalara göre zaten dinsel görevler başlığında ortaya çıkan fahişelik mesleğini yasaklamak, ahlak kuralları çerçevesinde toplumun bilincini korumaya çalışmak küspesi altında, sosyal yaşamın içinde insanları önüne geçilemez hatalar yapmaya teşviktir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder